{ "title": "Sindirim Sistemi Anatomisi", "image": "https://www.sindirimsistemi.gen.tr/images/sindirim-sistemi-anatomisi.jpg", "date": "21.01.2024 09:00:41", "author": "Ediz", "article": [ { "article": "Sindirim Sistemi Anatomisi; Gastrointestinal sistem diye adlandırılan sindirim sistemi, tüketilen gıdaların parçalanması, öğütülmesi, sindirim emilimi, katı haldeki atıkların vücuttan dışarıya atılması işlevini sağlar.

Sindirim sistemi, işlevi ağızdan başlayarak anüse kadar devam eden, 5 metre boyunda bir kas kütlesidir. Sindirim sistemi;
Tüketilen gıdalar yutularak yemek borusu tarafından mideye ulaşır. Gıdalar midede ufak parçalar şeklinde kıyılır ve sindirime kolaylık sağlayacak biçimde mide sıvılarıyla birlikte karışır. Ardından gıdalar pankreas ve karaciğerden gelen sıvıların sağladığı kolaylıkla sindirimin son bulacağı ince bağırsağa geçer. Daha sonra kalın bağırsağa geçen katı atıklar buradan anal kanal ve anüs geçiş yolu ile vücuttan dışarıya atılır.

Pankreas, safra kanalları, safra kesesi ve karaciğer sindirim sisteminin oldukça önemli parçaları arasındadır. Bu organlar genellikte vücut için zararlı olan atık maddelerin yakılmasında ve gıdaların sindiriminde önemli görevler üstlenir. Sindirim sisteminde etki oluşturan rahatsızlıklar; iltihaplanma, sindirim sisteminde yer alan kasların fonksiyon aksaklıklarında, kanser ve enfeksiyonlardır.

Yemek borusu (Özofagus): Yemek borusu yaklaşık olarak 25 cm uzunluğunda kas kütlesinden meydana gelen bir tüp geçit şeklindedir. Yemek borusunun bitiminde alt özofagus adı verilen bir Kapak vardır. Bu kapağın görevi tüketilen katı ve sıvı gıdaları yutaktan mideye inişini sağlamaktır. Yutulan lokma yemek borusunda oluşan itici hareketler ve dalgalanmalar sonucunda mideye doğru itilir. Yemek borusunun bu çalkantıları istemsiz kas aksiyonlarıdır ve normalde bu dalgalanmalar hissedilmez. Yutulan lokma yemek borusundan indirilemese orada tutulur.

Yemek borusunun her 2 ucundaki (Büzük) sfinkter normal olarak kapalıdır ve görevi gereği kapak vazifesi görür. Üst kısımda bulunan sfinkter yutma esnasında açılır ve yutulan lokmanın yemek borusu içine gelişini gerçekleşir. Alt yemek borusu sfinkteri (KÖS) yalnızca özofagus içinden tüketilen besinlerin geçişi sırasında açılır ve midenin girişindedir.

Mide: tüketilen besinlerin geçici olarak toplanıldığı bir organdır. Midede kolaylıkla 1,5 litre sıvı tutulabileceği gibi 4 litre sıvıyı tutma özelliği de vardır.

Midede 3 ana kısım vardır korpus gövde, fundus ve antum (Midenin en son bölümü) içine giren tüm besinlerin fiziksel ve kimyasal olarak parçalanıp bölündüğü bir yerdir.

Mide içini kapatan mukoza adı verilen örtü dokudan, yeteri kadar sindirim için gerekli sıvılar salgılanır. Mide salgılanan ve salgı yapan bir organizmadır. Mide bölümünde yer alan bezler ve hücreler birçok yararlı salgılar üretir. Üretilen bu salgılar sindirim enzimleri, hidroklorik asit, hormon, intrensek faktör (Vitamin B 12 ince bağırsağın son bölümünden emilmesi için gerekli olan bu faktörün olması gereklidir.) kendi ürettiği asitten kendini savunmak için zamk şeklinde alkalin-bazik ve mukus da üretilir.

İnce Bağırsaklar: Yaklaşık olarak 6 metre uzunluğundadır ve sindirim sisteminin bölümleri arasında en uzunudur. Yalnızca 2,5 cm genişliğindedir ve bu yüzden ince bağırsak adını almıştır. İnce bağırsakların içi emilim-absorbsiyonu görevinden sorumludur. İnce bağırsağın içindeki kıvrımlar neticesinde emilim tabanı yaklaşık tenis kortunu kaplayacak şekilde geniştir. Tüm ince kıvrımlar yani (Villus) üzerinde oldukça ince kıvrımlardan oluşan mikro villusdur. Sindirimin iyi bir şekilde olabilmesi için bu kadar büyük bir alanı vardır. İnce bağırsaklarda oldukça büyük miktarda sıvı ve gıda emilmektedir. Örnek verecek olursak günlük yaklaşık birkaç kg kadar karbonhidrat, (Unlu, şekerli yiyecekler vb)20 litre kadar su, 1 kg yağ ve 500 gr protein her gün düzenli olarak bağırsaklardan emilmektedir.

Safra ve karaciğer sistemi: Karaciğer insan vücudun da bulunan organdır. Ağırlığı yaklaşık olarak 1,5 kg kadardır. Karaciğerin temel işlevi bağırsaklardan gelen gıda maddelerini ve de diğer maddeleri işleme tabi tutmaktır. Yani metabolize etmektir ve vücuda zarar vermeyecek bir şekilde düzenleyerek yeni maddeler meydana getirmesidir. Besilerin toplanmasıyla biriken maddeleri safraya veya kan damarlarına iletmektedir. Karaciğerin ayrı bir görevi de oluşumu vücutta istenmeyen zararlı kimyasal maddeleri yok etmektir. Bu zararlı maddeleri insan vücudu kendisi de üretebildiği gibi dışarıdan alınan birtakım ilaçlarla ve bağırsak yoluyla girebiliyor ve karaciğer bu maddeleri yok edebiliyor. (Karaciğer detoksifiye eden) özelliği ile vücudun savunmasını yapan kaledir.

Karaciğer tarafından oluşturulan safra, safra sistemi tarafından yani (Safra kesesi, safra kanalları ve safra kanalikülleri) yardımıyla ince bağırsağa ulaştırılır. Safra besinlerle alınan değişik maddelerle ve yağın ince bağırsaklar tarafından kolaylıkla emilmesi için yeterli irilikte parçalanması ve bölünmesi için gereklidir. Günde yaklaşık olarak bir litre safra oluşturulur. Karaciğer en önemli ana safra yolu ile oluşan safra kanalı, yine safra kesesinden gelmekte olan kanal ile buluşarak ana safra yolu (Koledok) meydana getirerek ince bağırsağın içine girer. Oluşan safranın fazlası safra kesesinde toplanır. Yeşil renkte olan ve düz kastan oluşan safra kesesinin büyüklüğü yaklaşık olarak 10 cm kadardır ve karaciğerin altında yer alır. Şayet safra kesesi bir nedenden dolayı alınırsa, (Koledok) ana safra yolu genişleyip açılarak safra kesesinin işlevini düzenlemeye çalışır.

Pankreas: 100 gr civarında ağırlığı ve 15 cm uzunluğunda olan oldukça ufak bir organdır ve midenin alt kısmında yer almıştır. Sindirim sisteminin başlıca ana enzim oluşturan organıdır ve bir fabrikayla kıyaslanabilir. Pek çok pankreas hücresi bir günde binlerce ezim oluşturur. Pankreas 2 ufak loba bölünmüştür ve ayrılan yollar ana kanalda birleşir. Pankreasın ana yolu, ana safra yolu ile birleşerek incebağırsağa girer ve bu girişte yer alan ampulla adı verilen bir kabarıklıkta bulunan dar bir yol yardımıyla sıvılar duodenuma akarak dökülür. Bir günde sürekli olarak 1,5 litre kadar pankreas sağlısı oluşarak duodenuma dökülür ve oluşan pankreas sıvısı hemen hemen tüm besin çeşitlerini sindirmeye yardımcı olan enzimlerden meydana gelen zengin yapıya sahip bir karışımdır.

Pankreasta başka türlerde değişik hormonlar da üretilir. Bu hormonlar gruplar biçiminde pankreas içerisinde yer almışlardır. (Langerhans gurupları) Karbonhidrat metabolizmasında etken olan 2 tür hormon olan Glukagon ve insülin bu guruplardan salgılanır. Kalan diğer hormonlar ise pankreas sıvısının salgılanmasını düzene koyarlar.

Kalın Bağırsak-Kolon: Sindirim sisteminde yer alan son organdır ve sindirilmiş besinlerin kalıntıları ve sindirilemeyen maddelerden meydana gelen katı atıklardan (Galita- feçes- dışkı) kurutulması görevini yapar. Yaklaşık olarak 1,5 metre uzunluğundadır ve ince bağırsakla (İleoçekal kısım) birleştiği noktadan anüse değin 6 alt kısma bölünmüştür. Bunlar çekum, çıkan- transvers kolon, assendan kolon, inen kolon, sigmoid kolon ve rektum son olan bağırsaktır.

Sindirim kanalının son bölümü olan kolon tabakası kaslardan meydana gelmiştir ve kolon boyunca atık maddelerin ileri itilmesi sebebi ile hareketleri oldukça önemlidir. Bu itme hareketleri incebağırsağa göre daha yavaştır. Kolonda oluşan hareketlenmeler yiyeceklerle ve yapılan hareketlerle çoğalır ve uyku sırasında azalır.

Kolonda yüz binlerce bakteri yaşar ve bu bakteriler besinlerdeki (Selüloz) lifleri içerir. Bu sellülaz enzimleri nedeni ile (İnsanlarda sellüllaz enzimi olmamaktadır) başka çeşitli emilmeyen maddeleri de fermente yaparlar. Kolon vücutta bir depo olarak vazife yapar ve uzun bir zaman kolon içerisinde bekletilen su elektrolit ile bakteri ve fermentasyon ürünleri kolon da oluşan karıştırıcı hareketlerle absorbe olur. Kolonda oluşan mukus iç kısımda kaygan bir zemin meydana getirerek atık maddelerin kolay bir şekilde rektum ile anüse geçişini sağlar.
" } ] }