{ "title": "Kimyasal Sindirim", "image": "https://www.sindirimsistemi.gen.tr/images/kimyasal-sindirim.jpg", "date": "21.01.2024 16:42:22", "author": "Esma KOÇ", "article": [ { "article": "
Kimyasal sindirim, vücuttaki sindirim fiziksel ve kimyasal olarak gerçekleşmektedir. Besinler büyük parça olarak ağzına alınarak dişlerle fiziksel sindirim sayesinde çiğnenir. Ağızda tükürük salgısıyla kimyasal sindirim devam etmektedir. Kimyasal sindirimde enzimlerin etkisi fazladır. Bu tarz sindirim hidroliz reaksiyon gerçekleştiğinde enzimlerle birlikte su kullanılır. Oluşan besin monomerleri emilim yoluyla hücrelere gönderilir. Vitaminler ve mineraller ise sindirimden kana geçmektedir.

Kimyasal sindirim çeşitleri

Karbonhidrat sindirimi: Karbonhidratlar polisakkarit veya disakkarit olarak alındığında sindirilir. Sonrasında monosakkaritlere dönüştürülmektedir. Polisakkariter ilk önce disaakkaritlere devamında monosakkaritlere bölünür. Karbonhidratların fruktoz, glikoz ve galaktoz gibi monokkaritlere dönüştürülmesinde emilmektedir. Sindirim ilk olarak ağızda tükürük salgısının içerisindeki amilaz enzimiyle başlamaktadır. Pişmiş olan nişasta ve glikojene etkileyen enzim sonrasında maltoz ve dekstrinlere ayrılmaktadır. Tükürük salgısı ise nötre yakın asidik salgı çeşitindedir. Ağızdaki amilaz enziminin aktifleşmesine etki etmektedir. Besinler yemek borusundan geçerek mideye varır. Midede bulunan HCI nedeniyle ortam asidik olur. Bu nedenden dolayı karbonhidratların sindirimine yardımcı olan enzimler burada bir şey yapamamaktadır. Zaten midede karbonhidrat sindiriminde lazım olan enzim salgısında bulunmaz. Asitli olan besin ince bağırsağa gider. On iki parmak bağırsağının kana salgılamış olduğu sekretin hormonu pankreası uyarmaktadır. Pankreas bezinin wirsung kanalı yardımıyla on iki parmak bağırsağına pankreas suyunu gönderir. Pankreas öz suyunda amilaz bulunmaktadır. Bu da glikojen ve nişastayı maltoz ve dekstrinlere ayırır. İnce bağırsakta disakkaritlerin sindirimini sağlayan enzimler üretimini sağlar. İnce bağırsak ve ağızda sindirilen polisakkaritlerin devamında meydana gelen maltoz ve disakkaritler, ince bağırsağa vardığında monosakkaritlere parçalanmaktadır.

Protein sindirimi: Proteinlerin kimyasal sindirimi ilk önce ağızda başlamaktadır. Mide ve ince bağırsakta devam etmektedir. Yemekler ağız, yemek borusu ve sonrasında mideye geçer. Besinler mideye vardığında pilor kısmındaki bazı bezleri uyarmaktadır. Bezlerden salgılanan gastrin hormonu kana ulaşarak bu yolla diğer bezleri uyararak mide öz suyu salgılarını mide boşluğuna gönderilir. Burada protein sindirimin başlanması sağlanmaktadır. Mide öz suyunun içerisinde HCI, lap enzim ve papsinojen vardır. Mide duvarının hidrolik asitten korunması için gastrin hormonu sayesinde iki kat fazla mukus salgılanmaktadır. Pepsinojen aktif enzim değildir. Bu sebepten dolayı HCI yardımıyla aktif hale gelmektedir. Aktif hale gelen pepsin proteinleri peptonlara ayırır. Lap enzimiyle süt çocuklarında protein sindirimi midede yapılmaktadır. Sütün içerindeki proteinler kazeine dönüştürür. Sonrasında pepsin kazeinlerin amino asitlere ve polipeptitler ayırır. Midede bulunan besinler kimus denilen bulamaç halini alır. Bu şekilde ince bağırsağa geçerken salgılamış olduğu sekretin hormonu da pankreas bezi uyarır. Pankreas öz suyunda bulunan kimoptripsinojen ve tripsinojen protein sindirimini devam ettirir. Tripsine ve kimoptripsine salgıların aktif hale gelmesi için ince bağırsakta bulunan entekrokinaz enzimiyle gerçekleşir. Aktif olan tripsine ve kimoptripsine, mide tarafından gelen polipeptitler dipeptitlere ayrıştırılır. Dipeptitler tekrardan ince bağırsak tarafından salgılanan erepsi enzimi sayesinde aminoasitlere dönüştürülür. Kimyasal sindirim sonucunda meydana gelen aminoaitle, ince bağırsak yüzeyinde bulunan villuslar yardımıyla proteinler emilerek kan yoluyla karaciğeri ve devamında hücrelere ulaşır.

Yağ sindirimi: Vücutta yağların kimyasal sindirimi ince bağırsakta başlar ve orada sonuçlanır. Besin karışımının mideden ince bağırsağa geçtiğinde sırada on iki parmak bağırsağından sektretin ve kolesistokin hormonları salgılanmaktadır. Pankreası sekretin hormonu uyarır. Bu organdan yağ sindirimi için lipaz enzimi üretimine geçer. Karaciğeri de kolesistokin hormonu uyarmaktadır. Bu uyarmadan sonra ise on iki parmak bağırsağına safra salgılaması ve bu salgı yağları ufak parçalara ayrıştırır. Bu şekilde yağ moleküllerinin yüzeyinde genişleme meydana gelir ve lipaz enzimi etkin hale gelir. Yağları, yağ asidini ve gliseroleleri lipaz su ile birleşerek parçalara ayırır. Yağların kimyasal sindirimi sonrasında monomerler ortaya çıkmaktadır. Monomerler ise ince bağırsaktaki villus lenf kılcal ile emilerek kana karışıp, kan dolaşıma girmiş olur.
" } ] }